DAVA : Taraflar arasında görülen davada Seyitgazi Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01.10.2003 tarih ve 2001/88-2003/216 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı Ali Öz vekili ile davalılar Vahit İpek ve Yunus Emre Güllü tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Pınar Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili asıl davada,İşletme Müdürlüğü’nün Sosyal Site ve Ağır Bakım Ünitelerinin kaloriferlerinin 1998-1999 kış sezonu süresince yakılması işi için yapılan ihale neticesi Ali Öz-Kırka Firması ile Hizmet Alım Sözleşmesinin imzalandığını,sözleşme ve eklerine göre,haftanın yedi günü fiilen 10 işçi ile çalışılması gerektiği halde firmanın işçilerinden bazılarına hafta tatili kullandırması ve yerine de yedek işçi bulundurmaması nedeniyle günde 1-6 işçi eksik olarak çalıştığı,bu şekilde eksik çalışılan toplam 286 yevmiye karşılığında 823.140.00.000 TL olduğu,bu miktarın davalı müteahhit Ali Öz –Kırka firmasına fazladan ödendiğini,bu tutarın 331.000.000 TL sının kesin teminat mektubunun irad kaydedilmesi suretiyle alındığını ancak teminat mektubu ile karşılanamayan bakiye tutarın ödenmediğini ileri sürerek,fazladan ödenen 492.140.000 TL sının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini,birleşen davada da,müteahhite Hizmet Alım Sözleşmesine aykırı olarak 286 yevmiye karşılığı yapılan 823.140.000 TL fazla ödemeye sebebiyet veren ve teminat mektubunun nakde çevrilmesi ile karşılanamayan 492.140.000 TL işletme zararından Ticaret Müdürü Yunus Emre Güllü ve İşletme Müdür Yardımcısı Vahit İpek’in müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek 492.140.000 TL sının davalılardan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Ali Öz vekili,İş Kanununa göre haftalık çalışma süresinin en çok 45 saat olduğu,haftalık çalışma saatini tamamlayan işçiye bir iş karşılığı olmaksızın bir gündelik tutarında tam ödeme yapılacağını,hafta tatili ile ilgili kuralların buyurucu nitelikte olup,buyurucu hukuk kurallarına aykırı sözleşmeler yapılamayacağını,davacının müvekkiline sözleşme ücreti dışında fazla bir ücret ödemediğini savunarak davanın reddini ve davacı tarafından haksız olarak irad kaydedilen kesin teminat mektubu tutarı olan 331.000.000 TL sının faiziyle birlikte davacı işletmeden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Vahit İpek ve Yunus Emre Güllü,müteahhit Ali Öz ile yapılan Hizmet Sözleşmesinde genel tatil ve hafta tatili ücretinin ödenmeyeceğine dair bir hüküm bulunmadığını,hafta tatili kullandırılmasının dayanağının İş kanunu olduğunu,hiçbir sözleşmenin yasaya aykırı olamayacağını,yapılan ödemenin yasaya ve sözleşmeye uygun olduğunu,kurumun zararının bulumadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece iddia,savunma,bilirkişi raporu,taraflar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesi ve tüm dosya kapsamına göre,sözleşmenin 10 ncu maddesinde belirtilen işlerin on işçinin iş başında bulundurulması suretiyle yerine getirileceği hükme bağlandığı halde yüklenici tarafından bu yükümlülüğe uyulmayarak bilirkişi raporuna göre toplam 288 yevmiye karşılığı 825.480.000 TL fazla ödeme yapıldığı,davalılar Vahit İpek ve Yunus Emre Güllü’nün denetim ve gözetim görevlerini gereği gibi yerine getirmemeleri nedeniyle bu zarardan müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne,492.140.000 TL sının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline,dava tarihine kadar işlemiş olan faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı Ali Öz vekili ile davalılar Vahit İpek ve Yunus Emre Güllü temyiz etmişlerdir.
Dava, davalı Ali Öz’ün davacı İşletme Müdürlüğü ile imzaladığı Hizmet Alım Sözleşmesine aykırı davranması nedeniyle fazladan ödenen miktarın anılan davalıdan ve fazla ödemeye sebebiyet veren kurum yetkilisi diğer davalılardan faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki Hizmet Alım Sözleşmesi incelendiğinde üstlenilen işin on adet işçi ile aylık 600.000.000 TL tutar karşılığı sekiz ay süresince yapılacağı,işin toplam tutarının 4.800.000.000 TL sı olduğu görülmüştür.Davacı işletme,davalı müteahhidin her fiili çalışma günü için işbaşında on işçi bulundurması gerektiğini ve çalışmanın haftanın yedi günü olduğunu ancak müteahhidin işçilerine hafta tatili kullandırması nedeniyle fazladan ödeme yaptığını ileri sürmektedir.İş Kanunu’nun 41 nci maddesine göre,bu kanun kapsamına giren işyerlerinde haftanın tatilden önceki altı iş gününde bu kanunun günlük iş sürelerine uygun olarak çalışmış işçilere çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın bir gündelik tutarında ücret ödeneceği belirtilmiştir.Aynı Kanunun 1/son maddesinde de,işverenden belli bir işin bir bölümünde veya eklentilerinde iş alan ve işçilerini münhasıran o işyerinde ve eklentilerinde çalıştıran diğer bir işverenin kendi işçilerine karşı o işyeri ile ilgili ve bu kanundan veya hizmet akdinden doğan yükümlülüklerinden asıl işverenin de birlikte sorumlu olduğu belirtilmiştir.İş Kanunu’nun hafta tatili ücreti ile ilgili kuralları buyurucu nitelikte kurallardır.Buna aykırı sözleşme yapılması da olanaksızdır.Bu nedenle ve aynı yasanın 1/son maddesi hükmü uyarınca hafta tatili ücretlerinden davacı işletme de sorumlu bulunmaktadır.
Somut olayda,hak edişler aylık olarak ödenmiştir.Dolayısıyla aylık çalışmaların ücretlendirilmesinde o ay hafta tatili dahil tam ay olarak yevmiyelendirilir.Daha açık bir anlatımla,fiili çalışma kanunen tam ay olarak yapılmış sayılır.Bu itibarla,çalışılmayan hafta tatili ücreti kanun gereği bir iş karşılığı olmaksızın işçilere tam olarak kanunen ödenmesi zorunlu olan ödemelerden olup,bu ücretten asıl işveren de sorumlu bulunduğundan ve davacı işletmenin sözleşmedeki tutardan daha fazla ödeme yaptığı ya da işin gereği gibi yapılmadığı,bu nedenle bir zarara uğradığı yönünde iddiaları da bulunmadığından,davacının sırf işçilere hafta tatili kullandırılması nedenine dayalı olarak yaptığı ödemeyi geri istemesi yönündeki talebi yasal koruma altında bulunmamaktadır.Davacı İşletme ile davalı müteahhit arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin “Cezai Şartlar”başlığını taşıyan 8/2 nci maddesinde,işin yürütülmesi sırasında teknik şartnamede belirtilen vasıftaki işçinin fiilen her gün iş başında bulundurulması zorunlu olduğundan her bir işçinin işverenden habersiz olarak vardiyasında bulundurulmaması halinde 10.000.000 TL cezanın müteahhidin istihkakından tahsil edileceği belirtilmiş olmasına göre,davacı işletme ancak akde aykırılık nedeniyle bu maddeye dayalı olarak davalı müteahhit ile bu duruma sebebiyet veren kendi elemanları aleyhine istemde bulunması mümkün olup,açılan davada sözleşmenin bu maddesine dayanılmamaktadır.Buna göre,buyurucu nitelikteki yasa hükmüne uygun olarak yapılan ödemeler nedeniyle davalıların herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığı anlaşılmakla,davanın reddi gerekirken,yazılı gerekçe ile kabulü doğru olmadığından kararın davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine,10.02.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.