ÖZET : Dava, alacak istemidir. Takibin yapıldığı gün alacaklıyla borçlu birlikte gelerek icra dosyasında, borçlunun beyanının alındığı ve takip talebinde ve ödeme emrinde yazılı borcun kendisine ait olduğunu, borca ve icra takibine herhangi bir itirazı olmadığını, borcu kabul ettiğini bildirmiş ve maliki bulunduğu araç üzerine haciz konulmasına da muvafakat etmiştir. Akabinde de alacaklı vekili alacağa mahsuben ... TL bedelle aracı satın almış ve alacaklı adına tescil edilmiştir. Kural olarak menfi tespit davalarında ispat külfeti alacaklıdadır. Davacı ( borçlu ), davalının ( alacaklının ) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi inkar etmiş olup, hiçbir borcunun bulunmadığını bildirmiştir. Bu durumda M.K'nun 6. maddesi uyarınca, alacaklı bulunduğunu Davalı ispat etmek durumundadır. Öte yandan Davalı herhangi bir belgeye de dayanmamaktadır. Takip talebine ekli bulunan satış sözleşmesinde Davalı ( alacaklı ) taraf değildir. Davacıyla davalı arasında bir sözleşme ilişkisi de bulunduğunu davalı kanıtlayamamıştır. Davacının aynı gün gelip icra dosyasına borcu kabul ettiğine dair beyanı icra baskısı altında verilmiş bir beyan olduğundan davacının hür iradesiyle verilmediğinden bağlayıcı değildir. Davacıyla dava dışı kişi arasında araç alım satımı konusunda bir ilişki bulunduğu, ne var ki, takip alacaklısı ile Davacı arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığı anlaşıldığından Davalı alacaklı olduğunu kanıtlayamamıştır. Davalı delil listesinde "her türlü delil" demek suretiyle yemin deliline de dayandığından bu konuda yemin hakkı hatırlatılarak hüküm tesisi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalının hakkında yapmış olduğu takipte satış sözleşmesine dayandığını, oysa, davalıyla hiçbir sözleşme yapmadığını ve borcu olmadığını, dava dışı R. B. 'tan almış olduğu araçla ilgili olarak işlem yapılmak üzere icra müdürlüğüne getirilerek ödeme emrinde belirtilen sürenin geçmesi beklenmeksizin aracın haczine muvafakat ettiğini ve sonuçta aracın 5.400 TL'ye satıldığını, bu nedenlerle. İzmir 6. İcra Müdürlüğü'nün 2000/17752 esas sayılı dosyasında satılan araç bedeli olan 5.400 TL'nin davalıdan tahsilini dilemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu olan İzmir 6. İcra Müdürlüğü'nün 2000/17752 Sayılı takip dosyasında alacaklının İ. B., Borçlusu'nun Y. O. ve takibin 20.000 TL üzerinden başlatıldığı, dayanak belgenin bulunmadığı anlaşılmıştır. Takibin yapıldığı gün alacaklıyla borçlu birlikte gelerek icra dosyasında, borçlunun beyanının alındığı ve takip talebinde ve ödeme emrinde yazılı borcun kendisine ait olduğunu, borca ve icra takibine herhangi bir itirazı olmadığını, borcu kabul ettiğini bildirmiş ve maliki bulunduğu araç üzerine haciz konulmasına da muvafakat etmiştir. Akabinde 27.2.2002 tarihinde de, alacaklı vekili alacağa mahsuben 5.400 TL bedelle aracı satın almış ve alacaklı adına tescil edilmiştir. Kural olarak menfi tespit davalarında ispat külfeti alacaklıdadır. Davacı ( borçlu ), davalının ( alacaklının ) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi inkar etmiş olup, hiçbir borcunun bulunmadığını bildirmiştir. Bu durumda mk, nun 6 nci maddesi uyarınca, alacaklı bulunduğunu Davalı ispat etmek durumundadır. Öte yandan Davalı herhangi bir belgeye de dayanmamaktadır. Takip talebine ekli bulunan satış sözleşmesinde Davalı ( alacaklı ) taraf değildir. Davacıyla davalı arasında bir sözleşme ilişkisi de bulunduğunu davalı kanıtlayamamıştır. Diğer yandan davacının aynı gün gelip icra dosyasına borcu kabul ettiğine dair beyanı icra baskısı altında verilmiş bir beyan olduğundan davacının hür iradesiyle verilmediğinden bağlayıcı değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatları bu yöndedir. Ayrıca, İzmir 20. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2002/367 esas ayılı dosyasında da, sanık vekilinin dosyaya ibraz ettiği 23.3.2004 tarihli dilekçesinde de, "Müşteki noter satışını aldığı ve kullandığı aracın bedelini müvekkile ödememiş olup, bunun üzerine müşteki hakkında İzmir 6. İcra Müdürlüğü'nün 2000/17752 Sayılı dosyasıyla icra takibatı başlatılmıştır." Yönünde beyanı bulunmakta olup, Davacıyla dava dışı R. B. arasında araç alım satımı konusunda bir ilişki bulunduğu, ne var ki, takip alacaklısı İ. B.'la Davacı arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığı anlaşıldığından Davalı alacaklı olduğunu kanıtlayamamıştır. Davalı delil listesinde "her türlü delil" demek suretiyle yemin deliline de dayandığından bu konuda yemin hakkı hatırlatılarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle. Davacının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün Davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, 04.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.