ÖZET : Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder. Daha önceki boşanma davasında; ne kadın tarafından yoksulluk nafakası talebi ne de mahkeme tarafından verilmiş ve kesinleşmiş bir nafaka hükmü bulunmaktadır. İşin esasına girerek, taraf delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı; davalı ile 1.Aile Mahkemesi'nin 2013/711E- 2014/294K sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma davasında kendisi lehine nafakaya hükmedilmediğini, ancak boşanma sonrası yoksulluğa düştüğünü, sefalet içinde yaşadığını ileri sürerek aylık 1.500 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davanın kesin hüküm sebebiyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
TMK'nın 175.maddesine göre; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir, nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.
HMK'nın 303.maddesine göre; bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder.
1.Aile Mahkemesi'nin 2013/711 E-2014/294 K.sayılı ilamının incelenmesinde; koca tarafından 26.09.2013 tarihinde boşanma istemli dava açıldığı, boşanma dosyası içinde kadının nafaka talebi olduğuna dair herhangi bir beyanının bulunmadığı, mahkemece; kadının kusurlu olduğu tespit edilerek tarafların boşanmalarına karar verildiği, kadın lehine yoksulluk nafakası yönünden bir hüküm kurulmadığı, kararın Yargıtay 2.Hukuk Dairesi tarafından onanarak 30.04.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda mahkemece; kesin hüküm sebebiyle davanın reddine karar verilmiş ise de daha önceki boşanma davasında; ne kadın tarafından yoksulluk nafakası talebi ne de mahkeme tarafından verilmiş bir nafaka hükmü bulunmaktadır. Dolayısıyla yoksulluk nafakası yönünden yukarda bahsedilen HMK'nın 303.maddesi anlamında kesinleşmiş bir hükmün varlığından söz edilemeyeceği açıktır.
O halde mahkemece; işin esasına girerek, taraf delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yukarıdaki gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/I maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.