ÖZET : Mağdurun olaydan sonra zorunlu savunmanın yanında kolluk görevlilerince saptanan anlatımına, teşhis tutanağının içeriğine ve Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan ifadesine göre, sanığın gündüz vakti cadde üzerinde yürüyen mağduru durdurup cep telefonunu istediği, mağdurun telefonunu vermemesi üzerine "zorla mı alayım lan" diyerek korkuttuğu, bunun üzerine mağdurun telefonunu sanığa verdiği, sanığın "önüme düş" dediği, bu sırada yanlarına iki failin daha geldiği ve sanıkla birlikte otoparkın önüne götürdükleri, sanığın burada mağduru ensesinden tuttuğu ve bıçak gösterdiği, bunun üzerine mağdurun olay yerinden kaçtığı sübut bulduğu halde; sanığın nitelikli yağma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, önceden tanımadığı sanığa iftira atması için bir sebep bulunmayan mağdurun sonradan değiştirdiği ifadesi esas alınıp, hırsızlık suçundan hükümlülüğüne karar verilmesi gerekir.
DAVA : Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR : Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçundan zamanaşımı içinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-) Mağdurun olaydan sonra zorunlu savunmanın yanında kolluk görevlilerince saptanan anlatımına, 21.1.2007 tarihli teşhis tutanağının içeriğine ve Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan ifadesine göre, sanığın gündüz vakti cadde üzerinde yürüyen mağduru durdurup cep telefonunu istediği, mağdurun telefonunu vermemesi üzerine "zorla mı alayım lan" diyerek korkuttuğu, bunun üzerine mağdurun telefonunu sanığa verdiği, sanığın "önüme düş" dediği, bu sırada yanlarına iki failin daha geldiği ve sanıkla birlikte otoparkın önüne götürdükleri, sanığın burada mağduru ensesinden tuttuğu ve bıçak gösterdiği, bunun üzerine mağdurun olay yerinden kaçtığı sübut bulduğu halde; sanığın eylemine uyan 5237 Sayılı T.C.K.nun 149/1-a-c maddesinde tanımlanan yağma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, önceden tanımadığı sanığa iftira atması için bir sebep bulunmayan mağdurun sonradan değiştirdiği ifadesi esas alınıp, kanıtların takdirinde ve bu doğrultuda suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde anılan Yasanın 141/1. maddesi ile hükümlülüğüne karar verilmesi,
2-) 5237 Sayılı T.C.K.nun 53/1. maddesinin ( c ) bendinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, yalnızca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin kararda gösterilmemesi,
Kabule göre de;
3-)Suçun niteliği, cezanın türü ve süresine göre, hükümden sonra yürürlüğe giren vaki değişiklikler karşısında; 5271 Sayılı C.M.K.nun 231/5-14. maddesi gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık savunmanının temyiz itirazları ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümün açıklanan sebeplerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 Sayılı C.M.U.K.nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 11.7.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.